Ümraniye

Ümraniye Halı Yıkama

ümraniye halı yıkama
ümraniye halı yıkama

Firmamızın ücretsiz servis hizmeti alan bölgeleri arasında Ümraniye İlçesi de yer almaktadır. Halılarınız bize yıkattığınız taktirde servis ücreti adı altında hiçbir ek ücret faturanıza yansıtılamaz. Siz de eğer Ümraniye İlçesi’nde ikamet ediyor ve halılarınızı kirlerinden arındırma ihtiyacı duyuyorsanız hemen arayın ve çağrı merkezimizde kaydınızı oluşturun. Aşağıda Ümraniye İlçesi’ndeki servis bölgelerimiz listelenmiştir.

-Adem Yavuz Mahallesi                                    -Aşağı Dudullu Mahallesi

-Huzur Mahallesi                                               -İnkılap Mahallesi

-Armağanevler Mahallesi                                -Atakent Mahallesi

-İstiklal Mahallesi                                              -Atatürk Mahallesi

-Tantavi Mahallesi                                            -Çakmak Mahallesi

-Çamlık Mahallesi                                             -Saray Mahallesi

-Site Mahallesi                                                  -Site Mahallesi

-Esenevler Mahallesi                                       -Esenkent Mahallesi

-Esenşehir Mahallesi                                       -Madenler Mahallesi

-Necip Fazıl Mahallesi                                     -Ihlamurkuyu Mahallesi

-Yamanevler Mahallesi                                   -Elmalıkent Mahallesi

-Hekimbaşı Mahallesi                                     -Kazım Karabekir Mahallesi

-Cemil Meriç Mahallesi                                  -Dudullu OSB

-Dumlupınar Mahallesi                                  -Fatih Sultan Mehmet Mahallesi

-Namık Kemal Mahallesi                                -Parseller Mahallesi

-Topağacı Mahallesi                                        -Mehmet Akif Mahallesi

-Şerifali Mahallesi                                            -Tatlısu Mahallesi

-Tepeüstü Mahallesi                                        -Altınşehir Mahallesi

-Yukarı Dudullu Mahallesi

Yörük Halının Tarihçesi

Dokumanın ilk olarak nerede yapıldığı bilinmese de genel olarak Orta Asya’da geliş- me gösterdiği görülmektedir. Bu bölgede yaşayan ve göçebe bir yaşam tarzı süren bu kabilelere, Yörük ya da göçebe kabileler denilmektedir. Nüfus yoğunluğundaki artışlar nedeniyle bu kabilelerde Asya’dan batıya doğru çeşitli dönemlerde göçler olmuştur. Göçebeler göçleri döneminde olumsuz hava şartlarından korunmak amacıyla çadırlarını kurmada keçi yününden faydalanmışlardır. Keçi yünü koyun yününe nazaran çok daha uzun ve sıkıdır. Düz dokuma tekniği bu anlamda ilk defa göçebelerde kullanılmış ve dokumacılığın gelişimi de bu şekilde başlamıştır.

Anadolu’ya Asya’dan göçen Türkmen ve Yörük aşiretleri aracılığıyla giren, dokumacılık farklı dokuma türleriyle varlığını günümüze kadar sürdürmüştür. Yörükler tarafından dokunan halılar, ülkemizde ve dünyada bu başlangıçla önemli bir yere gelmiştir.

Yörükler, atlı-göçebe Türk kültürüne uygun yaşantılarını diğer birçok Türk topluluğuna göre daha uzun süre devam ettiren ve yerleşik düzene yakın zamanlarda geçen (az da olsa devam ettirenler vardır.)Türk topluluklarından birisidir. Yörüklerin yaşamında kadının önemli bir yeri vardır. Göçebe Türk kızlarının iddia edercesine meydana getirdikleri motiflerle halı ve kilimler, yükte hafiftir, ancak bir çuvalı doldurur. Fakat en modern bir şehirdeki, en mutena bir salonu ziynetlendirecek vasıfta, sanat değerindedir. Ücra dağ başlarında umulmadık yerlerde büyük bir manevi kültürü temsil eder. Anadolu efsanelerinde halı uç- maz, fakat dillenir. Sevdadan renkler seçilir. İnanışlardan şekiller örülür. Her halı bir hayattır. Dokuyanın yaşadığı veya etkilendiği bir yaşam biçiminin, duygularının aktarıldığı mektuptur. Halı dokuma, Türklerde göçebe bir kavmin daha kalın ve ısıtıcı bir zemin bulmak arzusu gibi pratik bir nedene dayanmaktadır.

Osmanlı döneminde Anadolu´da geleneksel halıcılığı Türkmen ve Yörükler yapıyordu. Osmanlının son döneminde yozlaşan halı üretimi için İran ve İngiltere’den getirilen usta ve desenler ile geleneksel halıcılığımızın yaratıcıları yeteneksizleştirilerek, ucuz halı işçisi durumuna getirilmiştir. Halı sanatı temelinden sarsılmıştır. Osmanlı Dönemi sonunda geleneksel halı dokumacılığı, basit Türkmen ve Yörük halkın yaptığı değersiz, ucuz bir iş sayı- lırdı. Kilimler ise pazara yollanan halıları paketlemeye yarayan adi dokumalar olarak değerlendiriliyordu. Endüstrileşme başındaki, yoz geçiş dönemlerinde, geleneksel dokumacılığa ait halı sanatı, geri plana atılmış, sanki modası geçmiş bir nesne olarak hor görülmüştü. Yozlaşan kültür değerleri ile makinede yapılan her üretim ucuz ve üstün zannedilmişti. Hâlbuki Anadolu halılarındaki soyut motif anlayışına Batılı sanatçılar ancak 1900’lü yılların başında varabilmişlerdi.

Avrupa sanatının Rönesans´tan beri vardığı yeni yol soyut sanattı. Bu da asırlardır Geleneksel Türk Halılarında kullanılan, ne yazık ki ülkemizde günümüzde bile hala küçümsenen, desen ve motiflerdir. Çoğalan yabancı yayınlar, Türklere özgü olan halı dokuma sanatı- nı en azından sanat dışı bırakma ya da bu dokuma örneklerini Türk sanat bütünlüğü dışında, bölge bölge, köy köy hatta oba oba parçalara ayırma çabasına girmişlerdir.

Yörükler Anadolu’da veya Rumeli’de oturdukları bölgelerin adını aldıkları gibi kendi eski adları ile de anılırlardı. Mesela Anadolu Yörüklerinin bazılarının belgelerde geçen adları şunlardır. İçel Yörükleri, Alaiye Yörükleri, Tekeli Yörükleri, Bursa Yörükleri Haruniye Yö- rükleri, Maraş Yörükleri, Ankara Yörükleri, Eğridir Yörükleri, Araç Yörükleri, Taraklı Yö- rükleri, Ziyle Yörükleri, Karaca Yörükleri, Murtuna Yörükleri, Tartar Yörükleri, Karayahsili Yörükleri, Nacaklı Yörükleri, Nasirli Yörükleri, Eski Yörük, Toraman Yörükleri, Tacirli Yörükleri, Tor Yörügü, Rumeli Yörüklerinin adları ise şöyledir: Tanrı Dağı Yörükleri, Naldöken Yörükleri, Kocacık Yörükleri, Ofcabolu Yörükleri, Vize Yörükleri, Yan bolu Yörükleri, Selanik Yörükleri.

Günümüzde Yörükler genelde, Güney Ege ve Akdeniz’de yaşamlarını sürdüren insanlardır. Onların dokudukları halılar, Türkler Anadolu’ya yerleştikten sonra ortaya çıkmış ve değer görmüş halıların devamıdır. O zamandan beri de, bir daha asla orijinal güzellik, karakter ve kalitelerini kaybetmemişlerdir.

Bir Cevap Yazın